Arıcılıkta Sürdürülebilirlik İçin Turizm ve Ürün Çeşitlendirme Çağrısı
Tarım ve Orman Bakanlığı, arıcılık sektörüne yönelik yayımladığı raporda, üreticilere bal dışında propolis, arı sütü gibi ürünlere yönelme ve arıcılık turizmi gibi alternatif gelir kaynakları geliştirme önerisinde bulundu.

İklim Değişikliği ve Kimyasallar Sektörü Zorluyor
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan "Arıcılık Ürün Raporu"nda, Türkiye’nin arıcılık potansiyeli öne çıkarılırken, sektörün son yıllarda yaşadığı risklere de dikkat çekildi.
İklim değişikliği, düzensiz yağışlar ve tarımsal ilaç kullanımı, arı kolonileri ve üretim üzerinde baskı oluşturuyor. Sektörün sürdürülebilirliği için üreticilerin yeni yaklaşımlar benimsemesi gerektiği vurgulandı.
Koloni Sayısı Artıyor, Verim Dalgalı
2024 sonu itibarıyla Türkiye’de yaklaşık 98 bin işletme ve 8,8 milyon kovan bulunuyor. Ancak koloni sayısındaki artış, üretime tam olarak yansımadı.
Yıllık bal üretimi 95 bin ton civarında kaldı. Bakanlık, bu tabloya karşı sektörün verimlilik ve gelir çeşitliliği konusunda yeni adımlar atması gerektiğini belirtiyor.
Bal Dışında Ne Öneriliyor?
Raporda öne çıkan önerilerden bazıları şunlar:
-
Arı sütü, propolis, polen, balmumu ve arı zehri gibi ürünlerin üretimi desteklenmeli
-
Organik arıcılık yaygınlaştırılmalı, sahte bal ile mücadele güçlendirilmeli
-
Pestisit kullanımı azaltılmalı, çevre dostu üretim teşvik edilmeli
-
Arıcılık turizmi gibi modellerle üreticinin gelir kaynakları çeşitlendirilmeli
Arıcılık Turizmi Nedir?
Raporda tanımlanan arıcılık turizmi (api-turizm), arı üretimini turizm ve eğitimle birleştiren yeni bir kırsal kalkınma modeli olarak öne çıkıyor. Bu uygulama kapsamında ziyaretçilere;
-
Arıların yaşam döngüsü,
-
Bal üretim süreci,
-
Arıcılıkla ilgili eğitimler
doğrudan sahada sunuluyor. Bu sayede tüketiciyle üretici arasında doğrudan bir etkileşim sağlanıyor.
Arıcılık turizminin, hem kırsal ekonomiyi canlandırabileceği hem de farkındalık artırıcı bir deneyim sunabileceği belirtiliyor.