17 Ağustos Depreminin Üzerinden 26 Yıl Geçti: Türkiye 448 Bin Kez Sallandı

Türkiye tarihinin en yıkıcı afetlerinden biri olan 17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden tam 26 yıl geçti. Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli, 7,4 büyüklüğündeki deprem yalnızca 45 saniyede Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce başta olmak üzere geniş bir bölgede büyük yıkıma yol açtı.

TBMM’nin hazırladığı raporlara göre; 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 200 bin kişi evsiz kaldı. Toplam 66 bin konut ve 10 bini aşkın iş yeri yıkıldı, yüz binlerce bina ise hasar gördü. Afetten doğrudan ya da dolaylı olarak 16 milyon kişi etkilendi.

26 Yılda 448 Bin Deprem

Afet yönetimi uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Türkiye’nin 1999’dan bu yana deprem gerçeğiyle yaşamaya devam ettiğini belirtti. Özmen, bu süreçte 448 bin depremin kaydedildiğini ifade ederek şunları söyledi:

• “Son 26 yılda 6 ile 6,9 büyüklüğünde 46 deprem meydana geldi. Ortalama her 6,5 yılda bir 7’den büyük deprem yaşıyoruz. Yılda ortalama iki kez de 6’nın üzerinde deprem kaydediliyor.”

2023, En Fazla Depremin Kaydedildiği Yıl Oldu

Özmen, özellikle 2023 yılında yaklaşık 74 bin deprem meydana geldiğini hatırlattı. Son 26 yılda yaşanan büyük depremlerde yaklaşık 77 bin kişinin hayatını kaybettiğini, ekonomik kaybın ise 200 milyar dolara yaklaştığını dile getirdi.

Marmara’da “Sismik Boşluk” Endişesi

Kuzey Anadolu Fayı’nın Yalova açıklarına kadar kırıldığını, Marmara Denizi’nde ise 1766’dan bu yana 7’nin üzerinde deprem yaşanmadığını vurgulayan Özmen, “Bu bölgeler sismik boşluk olarak kabul ediliyor. Olası bir 7’den büyük Marmara depremi, özellikle İstanbul için çok ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.

İstanbul Riskini Azaltmıyor

İstanbul’da 2019’da meydana gelen 5,8 ve son yıllarda yaşanan 6,1 büyüklüğündeki depremlerin fay hattındaki riski ortadan kaldırmadığını kaydeden Özmen, “Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki gerilim hâlâ varlığını koruyor” diye konuştu.

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ise yalnızca Simav Fay Zonunun sınırlı bir bölümünü etkilediğini, İstanbul için mevcut riski değiştirmediğini de sözlerine ekledi

“Kentsel Dönüşüm Hayati Önemde”

Özmen, 26 yılda yasal ve teknik açıdan önemli adımlar atıldığını ancak yıkım ve can kayıplarının hâlâ yüksek olduğunu hatırlatarak, kentsel dönüşümün deprem gerçeğiyle yaşamanın en kritik unsuru olduğunu vurguladı.