26 May 2025 - Monday

NE ÇOK DEĞERİMİZİ UNUTTUK!

Hangi şartlar altında böylesine hayati duygular ve manevî değerler önemini bu denli yitirmiş olabilir ki?.

Yazar - M. Remzi Tanış
Okuma Süresi: 3 dk.
M. Remzi Tanış

M. Remzi Tanış

info@aktuelgazete.com - 02126647132
Google News

Uzay çağında keşfettik sanmayın yolsuzluk ve rüşvet’i, zenginleşene kadar onursuz yaşamayı. Paranın nerden ve nasıl geldiğine aldırmaz oluşumuz yeni olmasa bile.

Ama Harammış, yasadışıymış, ahlâkdışıymış, vicdan yoksunluğuymuş, kul hakkıymış, alçaklıkmış, namussuzlukmuş… gibi erezyona uğramış toplumsal değerlerimizden soyutlaşmamız yeni sayılır.

Hangi şartlar altında böylesine hayati duygular ve manevî değerler önemini bu denli yitirmiş olabilir ki?.  

Neler yaşamıştık ta bunları hayatımızın her zerresine kucaklayarak, ayıplamadan almıştık?. 

Bu değerlerin hiç birini önemsemiyor, umursamıyor, kafaya takmıyor olmamızı kimlere borçluyuz!?.

Yeter ki para gelsin düşüncesiyle sınırsız derecede pişkin, yüzsüz, arsız, rezil, sefil olmak, şerefi, namusu iki paralık etmek, utandırıcı bakışlara maruz kalmak, hatta yüzüne tükürülmek de umurlarında olmayan insanların toplumda kabul görmeleri toplum kavramının değer kaybı hatta yok oluşu değil midir?.

Erdem sahibi bir kişi nasıl olur da aldığı veya verdiği rüşvetin, oluşturduğu yolsuzluğun, devleti soymasının veya yüz kızartıcı diğer işlerinin bir gün ortaya çıkması hâlinde eşinin, çocuklarının ve torunlarının toplum içinde ne denli güç durumda kalabileceklerini düşünmez?

Her şey fotoğrafıyla, videosuyla, yazısıyla ve hem de ebediyen her çocuğun, her eşin, her torunun, her torunun torununun bir tık önünde olmayacak mı?

Bu sefilliği maddeye tutsak olmak, paranın kölesi olmakla açıklamak ne kadar yeterli olur, bilemiyorum.

Utanmayı mı unuttuk?

Belki de “Benim memurum işini bilir” tezinden “Çalıyorlar ama yapıyorlar,” yaklaşımının ortaya koyduğu hakikat budur.

Yara o denli derin ki ancak sosyal bilimciler yanıtlayabilir diyeceğim ama onu da demiyorum. Çünkü onların da yanıtlayabileceğini sanmıyorum. 

Bütün bunları konuşurken rüşvet verenin de, kendi çıkarları uğruna kamu’nun menfaatlerini çiğneyenlerin de bu kepazelikte ki payını ve onursuzluğunu da tıpkı cinayeti azmettiren ve işleyenin oluşturduğu bir organizasyon olduğunu  unutmamak gerekir.

“Selâm verdim, rüşvet değildur deyu almadılar,”
Bastım küfrü ana avrat, 
dikkate bile almadılar,
Nevrim döndü, beynim zonkladı, 
attı tepemin tası
Tükürdüm yüzlerine, ,
gökten yağmur sandılar. 
dedirtecek kadar da ileri gitmiş olabilirler mi bu arsızlar, hırsızlar

 Bunun bir açıklaması da olabilir diyorsanız bizede söyleyin de bizde bilelim

Vesselam

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.