01 June 2025 - Sunday

“Ev Değil, Sessiz Bir Savaş Alanı”

“Ev Değil, Sessiz Bir Savaş Alanı”

Yazar - Yiğit Mehmet Sabbah
Okuma Süresi: 3 dk.
Yiğit Mehmet Sabbah

Yiğit Mehmet Sabbah

info@aktuelgazete.comm - 02126647132
Google News

Kapı kapandığında bir evin içinden yükselen çığlıkları duyamazsınız. Ama o sessizliğin içinde büyüyen çocukların gözleri her şeyi anlatır. Ne yazık ki bugün birçok ev, sevgiyle değil, korkuyla ayakta duruyor. Aile içi iletişim eksikliği, yerini sessiz gerilimlere, bastırılmış duygulara ve zamanla fiziksel ya da psikolojik şiddete bırakıyor.

 

Oysa aile, bir bireyin dünyayı ilk tanıdığı yerdir. Sevgi, güven, anlayış… Hepsi burada öğrenilir ya da eksikliğiyle bir ömür taşınır. Ancak geçim sıkıntısı, zaman darlığı ve sosyal destekten uzak yaşamlar, aile içi diyaloğu kopma noktasına getiriyor. Ebeveynler çocuklarıyla konuşmuyor, onları dinlemiyor. Zamanla iletişimsizlik öfkeye, öfke ise şiddete dönüşüyor.

 

Son yıllarda aile içi şiddetin artması bir tesadüf değil. Ekonomik yoksunluk yalnızca mutfağı değil, kalpleri de aç bırakıyor. İşsizliğin, geçim derdinin ve sosyal baskıların altında ezilen bireyler, çaresizliklerini çoğu zaman en yakınlarına yöneltiyor. Kadınlar, çocuklar, hatta yaşlılar bu öfkenin hedefi oluyor.

 

En acı tarafıysa, bu şiddetin normalleşmesi. “Aile içinde olur öyle şeyler” denilerek üzeri örtülüyor. Oysa hiçbir gerekçe bir çocuğun korkuyla uyumasını, bir kadının her sabah morluklarını kapatmaya çalışmasını meşrulaştıramaz.

 

Bu şiddet döngüsünün en sessiz ama en derin mağduru çocuklardır. Sevgi yerine korkuyla büyüyen çocuklar, okullarda akran zorbalığıyla kendini gösteriyor. Kimi zaman saldırganlaşıyor, kimi zaman tamamen içine kapanıyorlar. Ne yazık ki, eğitim sistemi bu çocuklara ulaşacak kadar esnek değil. Rehberlik hizmetleri yetersiz, psikolojik destek sınırlı.

 

Asıl çözüm ise yine ailede başlıyor. Aile içi iletişimin güçlendirilmesi bir lüks değil, zorunluluktur. Ebeveynlere yönelik iletişim ve şiddetsiz davranış eğitimleri yaygınlaştırılmalı. Devlet, aile danışmanlık hizmetlerini ücretsiz ve erişilebilir hale getirmeli. Okullar yalnızca bilgi değil, empati ve duygusal gelişim odaklı bir yaklaşımı benimsemeli.

 

Değer yargılarımızı yeniden inşa etmeliyiz. “El âlem ne der” korkusu yerine, “Benim çocuğum ne hisseder?” sorusunu sormalıyız. Çünkü evlerimizi sevgiyle korumazsak, o duvarlar çocuklarımızın sessiz çığlıklarını daha çok yankılayacak.

 

UNUTMAYALIM !

Aile, bir milletin kalbidir. O kalbi iyileştirmek, hepimizin görevi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.