İkbal Gürpınar: Tuvalet Musluğundan Akan Su ile Susuzluğumuzu Gidermeye Çalıştık
İsrail’in uluslararası sularda saldırıp alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu’nda yer alan aktivistler, yaşadıkları zorlu süreci anlattı. Aktivist İkbal Gürpınar “Bize köpek muamelesi yaptılar

Tuvalet musluğundan akan suyla susuzluğumuzu gidermeye çalıştık. Yalvarmamıza rağmen su vermediler. İlaçlarımızı gözümüzün önünde çöpe attılar. Her şeyimizi çaldılar.” dedi
“İtalyan Milletvekiliyle Aynı Koğuşta Kaldım”
Türk Hava Yolları uçağıyla Türkiye’ye dönen Gürpınar, İsrail’in gerçek yüzünü bir kez daha dünyaya gösterdiğini belirtti.
“Bir gecede odamızı 3-4 kez değiştirdiler. Özellikle İsrailli kadın askerler, erkeklerden daha zalimdi. Ağlamamızı istediler ama biz gülüp şarkılar söyledik, ilahiler okuduk. Bu onları daha da öfkelendirdi.” ifadelerini kullandı.
Gürpınar, kendilerine çok az yemek verildiğini, su yerine tuvalet musluğundan akan suyu içmek zorunda kaldıklarını anlattı. “Allah’a şükürler olsun, susadık ama sabrettik. Onların eline düşmedik.” dedi.
“İsrail Kendi Sonunu Getiriyor”
Gürpınar, alıkonuldukları yerde farklı milletlerden insanların da bulunduğunu ve herkesin aynı düşüncede olduğunu söyledi:
“İtalyan milletvekili bana ‘Siz nankörsünüz, geçmişte sizi biz koruduk ama gerçek yüzünüzü herkese anlatacağım’ dedi. Artık herkes biliyor: İsrail sona yaklaşıyor. Herkes ülkelerine döndüğünde onların gerçek yüzünü anlatacak.”
“72 Milletten İnsan Aynı Koğuşta”
Aktivist Zeynep Dilek Tekocak ise gözaltı sürecinde şiddetin arttığını belirtti:
“Soykırım Bakanı Itamar Ben-Gvir’in konuşmasını protesto ettik. Bundan sonra baskı ve şiddet arttı. Gazze’ye yakın bir hapishaneye götürüldük. 72 milletten insan oradaydı. Herkes ülkelerine döner dönmez İsrail’in gerçek yüzünü anlatmaya kararlı.” dedi.
“Kafese Kapattılar, ‘Gazze’ye Hoş Geldiniz’ Yazdılar”
Bir diğer aktivist Ayçin Kantoğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Kadın mahkûmları koydukları yere büyük bir pankart asmışlardı. Üzerine Gazze’nin bombalanmış halini bastırıp ‘Gazze’ye hoş geldiniz’ yazmışlardı. Bu kadar ahlaksızca bir şey olamaz. Bizi kafes gibi bir yere koydular, yanımıza Ben-Gvir geldi. Ona ‘O koca çeneni kapat soykırımcı pislik’ diye bağırdık. Tepki gösterince koşullarımız daha da kötüleşti ama pişman değiliz.”
Kantoğlu, 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldıklarını duvarlarda Filistinli annelerin kanla yazdığı yazılar gördüklerini aktardı.
“Tuvaletlerden su içmemizi söylediler. 40 saate yakın aç kaldık. Greta Thunberg’e bile vurduklarını görenler oldu. Ellerini arkadan İsrail bayrağıyla bağlamışlardı.” diye konuştu.
“Çıplak Arama Yaptılar, Başörtülerimizi Çıkarmaya Çalıştılar”
Kantoğlu, alıkonulan başörtülü kadınların zorla başlarının açılmaya çalışıldığını da belirterek şunları ekledi:
“Defalarca çıplak aramaya maruz kaldık. Ağız içimize kadar aradılar. Terörist muamelesi yaptılar ama biz korkmadık. Yasaları çiğneyen biz değil, bizi kaçıran onlardı. Bizi susturamadılar. Cezaevini sloganlarımızla inlettik.”.