16 Haziran 2025 - Pazartesi

*Ortadoğu’da Yeni Satranç Tahtası: Asıl Hedef Türkiye mi?*

*Ortadoğu’da Yeni Satranç Tahtası: Asıl Hedef Türkiye mi?*

Yazar - MEHMET SEBAH YİĞİT
Okuma Süresi: 3 dk.
MEHMET SEBAH YİĞİT

MEHMET SEBAH YİĞİT

info@aktuelgazete.comm - 02126647132
Google News

Ortadoğu’da yine taşlar yerinden oynuyor. Son günlerde İsrail’in İran topraklarında gerçekleştirdiği operasyonlar, dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, İsrail bu kadar rahat nasıl vurabiliyor? İran gibi güçlü bir devletin kalbine bu denli kolay nüfuz edilebilmesi, “içeriden bir el mi var?” sorusunu akıllara getiriyor.

 

İran’ın yıllardır milyarlarca dolarlık yatırımlarla kurduğu hava savunma sistemleri, bu saldırılara neden karşılık veremiyor? Üst düzey yetkililerin birer birer hedef alınması, sadece bir teknolojik üstünlüğü değil, istihbari bir sızmayı da işaret ediyor olabilir. İran içinde yaşanan bu kırılma, bölgedeki dengeleri tamamen değiştiriyor.

 

Bir yanda Ukrayna, Rusya gibi bir süper güce karşı direnirken; diğer yanda İran, İsrail karşısında zayıf ve dağınık bir görüntü veriyor. Peki, ABD bu satranç tahtasında hangi rolü oynuyor? Görünürde destekçi, perde arkasında ise bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışan bir aktör mü?

 

Terör devleti olarak anılan İsrail’in küresel siyaseti bu kadar kolay tehdit edebilmesi, sadece askeri güçle açıklanamaz. Bu durum, küresel medya, diplomatik bağlar ve istihbarat ağlarının nasıl kullanıldığını da gösteriyor. Ve her zaman olduğu gibi, bu büyük oyunda Türkiye’nin adı yine perde arkasında yazılıyor olabilir.

 

Türkiye, bölgesel gücünü ve stratejik konumunu koruyabilmek için sınır güvenliğini en üst düzeyde tutmak zorunda. Zira Ortadoğu’daki her karışıklık, sonunda Türkiye’nin kapısını çalıyor. Suriyeli mültecilerle başlayan göç dalgaları, Kandil’den yönlendirilen terör hareketleri ve istikrarsızlık, Ankara’yı sürekli diken üstünde tutuyor.

 

Artık açıkça sorulmalı: Ortadoğu karıştırılarak asıl hedef Türkiye mi? Enerji yolları, su kaynakları, ulaşım koridorları ve genç nüfusuyla Türkiye, bu oyunda etkisiz bir oyuncu olmamalı. İçeride ise artık iç çekişmelere son verilmeli. İktidar ve muhalefet, Türkiye’nin ortak çıkarlarında birleşebilmeli. Çünkü bu dönem, “kimin haklı olduğu” değil, “kimin güçlü durabildiği” dönemidir.

 

İstihbarat savaşlarının yaşandığı bu çağda, Türkiye’nin MİT başta olmak üzere tüm güvenlik birimleriyle daha proaktif, daha şeffaf ve daha akıllı bir mücadele yürütmesi gerekiyor. Karşı istihbarat, diplomasi, teknolojik takip ve siber savunma gibi konular artık birer lüks değil, beka meselesidir.

 

Kısacası…

*Ortadoğu yeniden şekillenirken, Türkiye ya sadece izler ya da şekillendiren olur.*

 

Tercih bizimdir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.