O Meşhur Sanal Yaşam

Sanal yaşamın verdiği sorumsuzlukla övünen insanoğlu,kaybetmekte olduğu insanlığının farkında olmadığı gibi,başına gelecek felaket senaryolarınıda, kendi elleriyle dünyasını esir alan klavyelerinde yazmaya devam ediyor..İşte insanlığı yok edecek savaş senaryoları ile birlikte, daha bebe denicek yaştaki çocuklara bilgisayar oyunlarını  sunan insanoğlu adeta tehlikenin , farkına  varmamakta ısrar ediyor.Şu gerçek artık çok iyi anlaşılmalıdır ki,çıkmasını asla istemediğimiz, bir üçüncü dünya savaşından sonra, sanırım ilk çağlara geri dönmemiz kaçınılmaz olacağa benziyor.Nükleer ve kimyasal savaşlarla birlikte mahvolan dünyada ne kadar canlı kalacaktır o bile meçhul..Rabbim o günler göstermesin.O meşhur sanal yaşam, dünyamıza,yani bize küçücük ekranların içinde hapis hayatı yaşatırken, ahlakımızın tükenfiğini görmek,hala asıl hedefin ne olduğu kaygısını bilememek , zaman zaman içimizi ürpertmektedir. Asla sonu bilinmeyen bir geleceğe mi gidiyoruz diye insanların hayatını kabusa çevirmesin diyeceğim demesinede,zaman zaman yarı insan yarı robot yani mutant olacağımız galiba kaçınılmaz bir sonmuş gibi üstümüze gelmeside hızla gelişen ve kullanım alanı kontrol edilemiyen bu teknolojiylede karşılaşmamak galiba  fazla geçte değil.
Oysa,dünyayı güzelleştirmek adına yapılması gereken yararlı öyle çalışmalar var ki....Teknolojiyi ve bilgileri en iyi şekilde değerlendirirsek geleceğe daha umutlu bakarız 
Eğer biz, kendimizi, yine kendimize ait sanal hapisanemizden, içimizdeki sanal mahkumları çıkarırsak,aslında iyi ve güzel şeyleri yaşamamız ve yasatmamız için geç kalmış sayılmayız.
Gelin sevgiyi hak ettiği yere koyalım gelin ele ele birlikte mutlu bir dünya için birbirimize kucak açalım.
Gelin sanal alemin yarattığı, sonu nereye gittiği ve içinde alın teri olmayan kazanımlarla yaşamak yerine hak ettiğimiz kazanımlarla güzellikler saçmalım.